Batının acımasızlığı

Avrupalının acımasız ve adaletsizliği bütün dünya ülkeleri açısından çok yıkıcı olmuştur.

Halbuki geri kalmış ülkelere çok faydası dokunabilecekken bilhassa islam ülkeleri için felaket ve yıkıcı sonuçlar doğurmuştur.

Batının geri kalmış ülkeleri sömürmekle kalmamış o ülkelerin yerel kültürlerine dillerine, dinlerine ve onları, onlar yapan, ne kadar değerleri varsa müdahale ederek yok etmiştir.

Batı kendi içerisinde bir medeniyet inşa ederek, kurduğu bu medeniyetin değerlerini ancak kendi insanının istifade etmesine olanak ve imkan sağlayarak çok ayrımcı bir politika yürütmüştür.

Kendi içerisinden bir komünizm ideoloji çıkartarak insanlığa çok büyük zararlar vermiştir.
Yine komünizmi alt ederek, marksist ideolojiyi etkisiz hale getirerek, bütün yolların kapitalizmin olduğu tezini kabule zorlayarak, tarihi yeniden inşa edebileceğini öngörmektedir.

Batının komünizm karşısındaki zaferi acaba insanoğlunun özgürlüğünün zirvesimidir?

Koministler tarih treninin son durağı Finlandiya diyorlardı fakat kapitalizimin son durağı kanaatimce hipermarketler olmaya başlamıştır.

Batı bugün insanoğlunun hayatının her alanına müdahale ederek modern bir kölelik inşa ediyor.

Her insanın yaşaması gereken bir hayatı vardır ve insanlar hayatlarını kendileri denetlemedikçe ve ne yöne gideceğini kendileri belirlemediği sürece esaret altındadır, batının insanoğlunun hayatına müdahale edemediği yer yoktur.

Ukrayna savaşı ile batı bir kere daha gerçek yüzünü göstermiştir.

Savaş nedeni ile diğer ülkelerden gelenlere insanlık dışı muamele yaparken, kendi din ve kültür dairesinden gelenlere daha hoşgörülü muamelede bulunuyor.

Gerçekte ise bu insanlar batı için potansiyel bir sermayedir çünkü hem ucuz iş gücü ve aynı zamanda azalan nüfusu için insani bir kaynak.

Batı sadece insanları ekonomik olarak köleleştirmiyor aynı zamanda düşünce olarakta köleleştirilmekte, eğer siz batı değerleri ile barışık değilseniz batı aleminde kabul görmezsiniz.

İslam dinin aydınları ve Türk milettinin mensupları batı medeniyeti ile beraber olmak ve o medeniyetin değerlerinden istifade etmek için yarışıyorlar.

Fakat gözardı edilmemesi gereken husus batı medeniyet güçlülerin medeniyetidir.

Avrupa’yı tanımak için daha ne kadar bekleyeceksiniz, eğer tanımak istiyorsanız tarihten başlamak iyi bir yoldur.

İslam dünyasının kendi değerlerini bulması daha bir hayli zaman alacak gibi gözüküyor.

Bizler en azınından batının bize sunduğu kısıtlı hak ve özgürlükleri kulanmasından başka çaresi yok eğer o verilen kısıtlı imkanı bile kulansak bize yetecek fakat bizler o imkanı kullanmaktanda çok uzağız.

Tarih yeniden şekilenmekte ve yeni bir bilgi çağı başlamak üzere maalesef islam dünyası bu kurulucak yeni çağda sadece tüketen pozisyonunda.

İnsanlığın ihtiyaç duyduğu merhamet, şefkat, insanca bir muamele müslümanlar tarafından insanlığa sunulabilirdi.

Ne yazıkki müslümanlar yeni kurulacak dünya düzeninde yok gibiler.

Tek çare batı medeniyetini kendi içerisinde değişime yönlendirmek?