Sahnede var olan, hayatta var olandır

Farklı mesleklere sahip 21 kadının bir araya gelmesiyle oluşan Hopa Kadın Tiyatro Topluluğu, “Amacımız birlik, beraberlik içinde aktif olmak” ülküsüyle 2019 yılında yola çıktı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde “Senede Bir Gün” dergisini çıkaran ve kadınları merkeze alan 10’dan fazla oyun sahneye koyan topluluk, sokak hayvanları için de çalışmalar yapıyor.

Artvin Çoruh Üniversitesi öğretim görevlisi Serhan Sarıkaya ve diş hekimi Alev Aktürk’ün önderliğinde 2019 yılında Hopa Kadın Tiyatro topluluğu kuruldu. Çoruh Üniversitesinde formasyon dersi alan Alev Aktürk, tiyatroyla ilgilenen hocası Serhan Sarıkaya ile ders çıkışlarında konuşarak tiyatroyla ilgili çalışma yapmak istediğini belirtti. “Hopa’daki kadınlarda bu potansiyel var” diyen Aktürk, hocası Serhan Sarıkaya’nın da desteğiyle kollarını sıvayarak topluluğun kurulmasıyla ilgili görüşmelere başladı. 2019 yılında Serhan Sarıkaya’nın yazdığı Hopalı Pamuk oyunu için buluşarak yola çıkan Hopa Kadın Tiyatro Topluluğu, 21 kadın ve 4 çocuktan oluşuyor. Artvin’in Hopa ilçesinde yaşayan esnaf, ev hanımı, muhasebeci, diş hekimi, sigortacı, öğretmenlik mesleğini sürdüren kadınların oluşturduğu topluluk, sadece tiyatro yapmakla kalmayarak şiir dinletisi, paneller ve film geceleri de düzenliyor. En son şiir dinletisinden kazanılan geliri sokak hayvanlarının bakımı için barınağa aktaran kadın tiyatro topluluğu, Kovid-19 nedeniyle sahneden uzak kalsa da çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

“Senede Bir Gün”

Tiyatro topluluğunun öncesinde ilk olarak bu yolculuğa kadın dergisi çıkarmakla başladıklarını belirten 52 yaşındaki diş hekimi Alev Aktürk, 4 sene boyuncu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “Senede Bir Gün” adlı dergiyi çıkarttıklarını söyledi. Sahne alan kadınların daha önce tiyatro deneyimi olmadığını belirten Aktürk, tiyatronun hayatlarını değiştirdiğini, kadınların kimseye gereksinim duymadan da bir şeyler yapabileceğinin altını çizerek “Amacımız birlik beraberlik içinde aktif olmak. Birlikte var oluyoruz.” dedi. Hopa Kadın Tiyatro topluluğunu kurmaya karar verdiklerinde bu kararın meslekleri açısından zor bir karar olduğunu ve özel yaşamlarının da zor bir süreçten geçtiğini belirten Aktürk, ancak birlik beraberlik içinde üstesinden geleceklerini düşünerek bu yola baş koyduklarını anlattı. Daha önce kadınların birbirini tam anlamıyla tanımadığını fakat daha sonra bu yolda bir aile olduklarını vurgulayan Aktürk, “Grubu oluşturan kadın arkadaşlarımız her kadın gibi birçok zorluğu göğüsleyerek çalışmalara düzenli katıldılar. Bir kadının üzerine toplumun yüklediği sorumluluklar çerçevesinde böyle bir çalışmada var olması kolay değildi. Sahnede var olan, hayatta var olandır. Evde bekleyen çocuklar, eşler, mesleklerimiz ve özelimizde yaşadığımız birçok soruna rağmen oyunu çıkarmayı başardık. Bazı kadın arkadaşlarımızın çocuklarına da oyunda rol verildi” diye konuştu.

Hopalı Pamuk

Mesleği muhasebecilik olan 34 yaşındaki Sevil Topal: “Bize böyle bir teklifle gelindiğinde, endişe etsek de içimizde var olan bir şeydi. Küçük skeçler ve dramalarla başladık. Sonunda başarılı olduk.” ifadelerini kullandı. Serhan Sarıkaya yönetmenliğinde 21 kadın ve 4 çocuktan oluşan topluluk uzun süre çalıştığı, Hopalı Pamuk oyunu 10’dan fazla sahneledi. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler adlı masal oyunu yerele uyarlamak adına topluluğun Hopalı Pamuk adını aldığını aktaran Topal, “Sahneleri değiştirdik, yerele uyarladık. Bize uygun olmayan yerleri değiştirdik. Serhan hocamızın yazdığı Hopalı Pamuk oyunu birçok kez sahnelendi ve büyük ilgi gördü.’’ dedi. Zaman zaman çalışma alanı konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirten Sevil

Topal, bazen evlerde bazen düğün salonlarında çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Hopa Belediyesi’nin bu konuda kendilerine destek verdiğini aktaran Topal, “Toplanma alanı konusunda sabit bir yeri olmayan bizlere, belediye 2 odalı ve 30 kişilik sahnesi olan bir yer tahsis etti. Bu durum bizleri çok mutlu etti.” diye konuştu.

Gelirler sokak hayvanları için

Kendi imkânları ile tiyatronun yanı sıra şiir dinletisi, paneller ve film geceleri düzenleyen tiyatro topluluğu, kadın yazarlara ait şiirleri de seslendiriyor. Sevil Topal: “Tiyatroda çıkan anlaşmazlıklarda gruptan ayrılanlar oldu. Yerine gelenler boşluğu doldurmak için çalışırken, boş durmayan kadınlar 8 kişi olarak, şiir dinletisi yaptı. Şiir dinletisinden kazanılan gelir, sokak hayvanlarının bakımı için barınağa aktarıldı. Kermesler düzenlendik. Toplumsal cinsiyet, çocuklarda cinsel istismar hakkında paneller düzenledik. Bu faaliyetlerin enerjisi çok başka, müthiş motive edici.” diye konuştu. “Durmak yok” diyen tiyatro topluluğu, pandemi sürecinde bir araya gelemedikleri için farklı şehirlerden kalemi güçlü kadınların kaleme aldıkları şiirleri sosyal medya hesabından yayınlıyor. Bu süreci fırsata çevirdiklerini belirten Topal, “kadınların duygu ve düşüncelerini buradan duyurmak bizim için inanılmaz bir mutluluk. Clarissa Pinkola Estes’e ait olan Kurtlarla Koşan Kadınlar adlı kitabı 8 kişi okuyacak. Haftada bir akşam online olarak yaptığımız toplantılarımızda okunan bölüm hakkında konuşup, çıkarımlar yapacağız.” ifadelerini kullandı.

“Kadın mücadelesine ve dayanışmasına önem verelim”

Özel sektörde çalışan 38 yaşındaki Emel Karahan da “kadın kadının kurdu değil yuvasıdır” diyerek tiyatro topluluğunda bir arayan gelen kadınların özelinde zorunlu bir süreç yaşadıklarını şöyle aktardı: “Önce evlerimizden çıkmayı başaralım, elalem ne der unutalım. Eşit bir yaşam hepimizin hakkı. Birbirimize sırt çevirmeyelim, aksine dayanak olalım. Birbirimizin sesi olalım. ” Tiyatroda sahne alan arkadaşlarından birinin kanser tedavisi gördüğü anlatan Karahan, buna rağmen kendisini yine ilk attığı yerin Hopa Kadın Tiyatro topluluğu olduğu belirtti. İnsanların istediklerinde her şey yapabileceklerini ifade eden Sevil Topal şöyle konuştu: “Ataerkil düzenin bize dayattığı kalıplardan çıkabilir ve hayatımızı biz şekillendirebiliriz. Yeter ki gücümüzün ve yapabileceklerimizin farkına varalım. Kadın mücadelesine ve dayanışmasına önem verelim.” Haber: Tülay Pala