SON DAKİKA
Ana Sayfa » Aksaray Haberleri » Aksaray’da Aile Hekimine saldırı

Aksaray’da Aile Hekimine saldırı

A - +

Aksaray Haberleri - 29.03.2016 - 8:25

Aksaray’da Aile Hekimine saldırı

Aksaray’da Aile Hekimine saldırı sonucu Aksaray Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr.H.Şenol ATAKAN yaptığı yazılı açıklamada; 24.03.2016 Tarihinde Ömer Kaşif Aile Sağlığı Merkezinde görev yapan Aile Hekimi Dr.M.Gürkan Turan bir hasta yakını tarafından sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalarak arkadaşımızın boğazı sıkılmış ve sol el parmağı kırılmıştır. Olay Adli Mercilere intikal ettirilmiştir. En son meydana gelen bu olay karşısında Aksaray’daki bütün Sağlıktaki Sivil Toplum Örgütleri olarak ortak bir toplantı yaptık.
Toplantı sonucunda alınan karar gereği ortak bir basın bildirisi belirledik. Metni sizlerle paylaşıyorum..
Ortak Basın açıklamamız 29.03.2016 Salı Günü Saat 13.00 da Aksaray Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde bütün sağlık çalışanlarının katılımıyla yapılacaktır.
Katılımınız ülkemizde ve ilimizde git gide tırmanış gösteren şiddet olgusu açısından önemlidir..Katılımınız önemlidir. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar dileriz..
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET EYLEMLERİ HER GEÇEN GÜN ARTARAK DEVAM EDİYOR

Her geçen gün toplumun birçok alanında olduğu gibi sağlık sektöründe de şiddetin arttığı bilinmektedir. Diğer iş alanlarına göre şiddetin sağlık alanında da ortaya çıktığını hatta her geçen gün katlanarak arttığını görmekteyiz. Bunlardan birisi de 24 Mart 2016 tarihinde Aksaray’da yaşanmıştır. Ömer Kaşif Aile Sağlığı Merkezinde çalışan Aile Hekimi Dr.M.Gürkan Turan‘a yapılan darp olayında sessiz kalmamak, meslektaşımızın yanında olduğumuzu göstermek için buradayız. Şiddet asla müsamaha gösterilecek bir olgu değildir. Şiddet karşısında hiç kimse sessiz kalma hakkına sahip değildir. Toplumun bütün kesimleri şiddeti engellemek için seferber olmalı ve tepkisiz kalmamalıdır.

“Sağlık çalışanları diğer iş alanlarında çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğramaktadırlar”

Ülkemizde şiddet bir sosyal sorun haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Hemşireler Birliği (ICN)’nin birlikte yaptırdığı bir araştırmaya göre sağlık çalışanlarının %50’sinden fazlası mesleklerini uyguladıkları her hangi bir zamanda şiddete maruz kalmaktadırlar. Sağlık alanında hizmet verenler diğer iş alanlarında çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğramaktadırlar.

Görülebileceği gibi aile hekimliği çalışanları bu şiddetten nasibini fazla miktarda almaktadırlar. Şiddet çoğu zaman sözlü bazen de fiziksel olarak yapılmaktadır. Hastaların sağlık çalışanlarının yoğun iş temposunu görmezden gelerek sadece, muayene olacağı ve ilacını yazdırıp gideceği yer olarak görmekten vazgeçmemesi, geldiğinde anında işini gördürüp gitme istemi ile saldırganlaşması sıkça yaşanan sorunlardandır. Öyle ki vatandaş hekimin ne kadar hasta baktığına ne kadar yorulduğuna dikkat etmemekte, lavaboya giden hekime bile şiddet uygulamaktan çekinmemektedir.

“Şiddetin temel nedeni yasal olmayan taleplerin aile hekimince reddedilmesidir”

Sağlık alanında şiddetin pek çok türü ve nedeni vardır; örneğin okula gitmeyen öğrenci “rapor hakkını” kullanmak istemekte, hasta başkasının kimliği üzerinden “ilaç hakkını” gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ehliyet raporları ve ağır ve tehlikeli işlerde çalışabilir raporu gibi, teknik bilgi ve ileri derecede görüş alışverişi gerektiren raporlarda hekim emin olmadığı konuda hastaneye sevk ettiğinde, hastanenin ücret alması gibi durumlar vatandaşlarımız tarafından tepkiyle karşılanmakta ve bu tepki de rahatlıkla aile hekimine yöneltilebilmektedir. Mesela sınav zamanlarında öğretmenlerimizin öğrencileri ve velileri hekime rapor almaya göndermeleri iş yükünü artırmak bir yana, bu uygunsuz istem yerine getirilmediğinde şiddetin en önemli nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Bu tür talepler şiddetle sonuçlandıklarında bile talep nedeni ile değil şiddet nedeni ile işlem yapılmaktadır. Şikayet kurumlarının doğru işletilememesi, nihayetinde kendisinin bir şiddet kaynağına dönüşmesine neden olmaktadır. Haksız bir talebi gerçekleşmeyen vatandaş, tek telefonla sağlık çalışanını şikayet etmekte, sağlık çalışanı; ya çalışma yerinden ayrılıp ifade vermeye gitmekte ya da zaman ayırıp şikayet eden şahsın suçunu belgelemek zorunda kalmaktadır.

Vatandaş memnuniyeti adı altında ” Sağlık çalışanları her istediğinizi yapacaktır” gibi ifadeler vatandaşın uygun olmayan isteklerinin de yapılacağı gibi bir algıya yol açmaktadır.

Usulsüzlükten doğan ve dürüst hekimler tarafından karşılanmayan birçok talep sonucu doğan gerilim yetkili makam ve siyasi kişilere aktarılmaktadır. Bu kişilerde vatandaş memnuniyeti adına çalışanlar üzerinde baskı kurabilmektedir.

“Şiddetin Engellenmesinde Mevcut Yasal Düzenlemeler Yetersizdir ve Caydırıcı Değildir”

Usule aykırı isteklerin şiddete kolayca dönüşmesinin diğer nedeni uygulanan şiddetin cezasız kalmasıdır. Şiddeti, çoğunlukla uygulayan hasta yakını, mahkemelerce adeta mazlum olarak değerlendirilmekte, şahıs yaptığı şey için mazur görülmektedir. Aynı yaklaşım şiddete maruz kalan hemşirenin ya da hekimin insan olduğunu unutmakta, şiddeti mesleğin icrasının bir parçası gibi algılamaktadır. Bu durum sağlık çalışanına uygulanan şiddet için peşin bir hafifletici neden gibidir. Sağlıkta hizmet alan kişilerin hak ve sorumluluklarını bilmemesi ve yasal olmayan istekleri yerine getirilmeyen kişilerin seslerini yükseltmeleri, şikayette bulunmaları ve bu durumun haklı olarak algılanması nedeniyle aslında küçük suçların ceza görmemesi nedeniyle Sağlık çalışanlarına şiddet gittikçe tırmanmaktadır.

“Bazı Medya Organlarının Abartılı Yayınları Aile Hekimlerine Karşı Şiddeti Körüklemektedir”

Medya organlarında sağlık haberleri fütursuzca yayınlanmaktadır. Yayınlanan birçok haberde olumsuzlukla sonuçlanan doğal bir olay skandal olarak aktarılmaktadır. Mesleğimizin teknik bilgilerinden yoksun olduğu halde, sırf zeka marifetiyle üretilen yorumlar bilerek veya bilmeyerek halkımızda, camiamıza karşı bir nefret oluşturmaktadır. Halkımızı sağlık hizmetleri konusunda bilgilendirmemize destek olun. Sağlık konusunda, sağlık profesyonellerinden onay almadan haber yapmayın. Araştırmadan yapılan eksik ya da yanlı haberin yer medyada bulmaması için bizimle ortak mücadele verin.

Geri ödeme kurumunun olanaksızlıklarından veya kişinin geri ödeme kurumundan faydalanmamasından doğan gerilimler çalışanlara yansıtılmaktadır. Mesleki icraatlarımızın can damarı olarak kabul ettiğimiz Sosyal Güvenlik Kurumunun imkanlarından tasarruf etmek her hekimin boynunun borcudur. Bu zihniyetle çalışan hekimle yağmacı zihniyetteki vatandaş arasında gerilim oluşmaktadır.

“Sağlık Şiddet Yasası Acilen Çıkartılmalıdır ve Caydırıcı Önlemlerle Dolu Olmalıdır”

Sonuç olarak Sağlıkta Şiddet tüm diğer kurum ve yapılardaki şiddete paralel olarak, ama onlardan daha hızlı artmaktadır. Sağlık çalışma alanı insanla iletişim kurmayı, dokunmayı gerektiren bir alandır. Hastalar düşünsel ve bedensel mahremiyet alanlarını sağlık çalışanlarına açmak zorundadırlar. Çalışma koşulları özellik arz eden böyle bir meslek grubunun genel şiddet yasaları çerçevesinde değerlendirilmeleri doğru değildir. Bu yüzden sağlık çalışanına yönelik şiddetle ilgili yasa ve diğer mevzuat düzenlemelerinin hızla çıkarılması gerekir. Bu yasal çerçeve, sağlık çalışanına şiddet uygulayanların, toplum sağlığına saldırmış gibi değerlendirilmesini sağlamalıdır. Çünkü şiddet gören sağlık çalışanı çalışma sahasından uzaklaşmakta ve onun vereceği sağlık hizmeti aksamaktadır. Fiziksel şiddet uygulayanlar mutlaka tutuklu yargılanmalıdır. Cezalar caydırıcı olmalı, özellikle hafifletici nedenler yasa maddelerinden çıkartılmalıdır. Sağlık çalışanlarını tehdit edenler soruşturma tamamlanana kadar gözaltına alınmalı, sözel şiddet unsurlarında mahkeme haklılığı kabul ettikten sonra müşteki lehine yüksek manevi tazminatların yolu açılmalıdır. Acil hizmetler dışında şiddet uygulayan kişi karşısında o kişiden şiddet görmeyen sağlık çalışanları da hizmetten çekilme hakkına sahip olmalıdır. Ölümler, sakatlanmalar, ruhsal olumsuz etkiler gibi geri dönüşümsüz sonuçların oluşmasını engellemek gerekmektedir. Sağlık sektörü koşulları itibariyle fiziksel

engellerin tesisi edilemeyeceği sektörlerdendir. Türk Ceza Kanununda düzenlemeler yapılarak caydırıcı cezaların getirilmesi ve Kabahatler kanunu çerçevesinde sağlıkta şiddete başvuranların maddi olarak cezalandırılması sağlanmalıdır. Bu nedenle caydırıcılık şiddetten korunmada en etkili araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Caydırıcılık kısa vadede Sağlık Şiddet Yasasının çıkartılması, uzun vadede hizmetin tanımlanması ve halkın eğitimi ile mümkün görünmektedir.

Buradan Kamuoyuna Seslenmek İstiyoruz,

İnsana uygulanan şiddetin hiç bir haklı gerekçesi olamaz. Sizlere hizmet sunarken karşılaştıkları “şiddet dalgası”, ülkemizdeki tüm Sağlık Camiasının kalplerinde çok derin yaralar bırakmaktadır. Halkımızın derdini, acısını, sıkıntısını kendinde hisseden bir meslek grubunun mensupları olarak bizler, kamuoyunun sağlıkta şiddet konusunda duyarlılığını beklemekteyiz ve sağlık çalışanına karşı kötü davranışın ve şiddetin karşısında yer almanızı beklemekteyiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur..

– Sağlık Sen Aksaray Şubesi – Türk Sağlık Sen Aksaray Şubesi – Aksaray Tabip Odası – Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası Anadolu Şubesi – Aksaray Aile Hekimleri Derneği

Aksaray'ın Altın Markaları

Birlik Haber Gazetesi öne çıkan Aksaray firmalarını ağırlıyor.

marka
marka
marka
marka
E-Postabirlikhaber@hotmail.com

BirlikHaber Güncel Haber Akışı

SON DAKİKA

Yasal Uyarı : Kaynak gösterilerek dahi abone olmadan kısmen veya tamamen kullanılamaz... Birlik Haber Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır - 2021