2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü

Doğal veya yapay, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu tüm su kütleleri sulak alan olarak tanımlanmaktadır. Bataklıklar, sazlıklar, turbalıklar, sulak çayırlar ile denizlerin altı metre derinliğe kadar olan kesimleri de sulak alan kapsamı içerisinde yer almaktadır. Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilen sulak alanlar, doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleridir. Sulak alanlar, bulundukları bölgenin su rejimini düzenlemesi ve iklimini stabilize etmesinin yanı sıra, başta balıkçılık olmak üzere, tarım, hayvancılık, saz kesimi, turba çıkarılması ve rekreasyonel faaliyetlere sağladığı imkanlar nedeniyle yüksek bir ekonomik değere sahiptirler. Sulak alanların önemi, korunması ve akılcı kullanımı konularında kamuoyu bilincini geliştirme amacıyla, Avustralya’nın Brisbane kentinde Mart 1996 tarihinde yapılan “Ramsar Sözleşmesi 6. Taraflar Konferansı”nda, Sözleşmenin imzaya açıldığı 2 Şubat günü “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kabul edilmiş ve her yıl, sulak alanlar gününün sözleşmeye taraf bütün ülkeler tarafından, amaca yönelik çeşitli etkinliklerle kutlanması tavsiye edilmiştir. Dünya Sulak Alanlar Günü, ülkemizde 1997 yılından bu yana kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşların katılımı sağlanarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Türkiye, coğrafi konumu, iklimsel özellikleri ve sulak alanlarının zenginliği açısından Avrupa ve Ortadoğu’nun en önemli ülkesi konumunda olup ülkemizde, toplam alanı 1 milyon hektarı aşan 500’den fazla sulak alan olduğu belirlenmiştir. Bu sulak alanların da 135 tanesi uluslararası öneme sahip sulak alan konumundadır. Ülkemizde özellikle son yıllarda, plansız ve bilinçsiz yapılaşmalar, yeraltı ve yerüstü sularının bilinçsizce kullanılması, sulak alanların kirletilmesi gibi sebeplerle, ülkemiz açısından büyük öneme haiz olan sulak alanlar yok olma tehdidiyle karşı karşıya bulunmaktadır. İlimizde de bir zamanlar su kuşları cenneti olan Eşmekaya sazlıkları gibi birçok sulak alan, yukarda belirtilen sebeplerle sulak alan özelliğini kaybetmiştir. Sınırlarının büyük bir kısmı Aksaray ilinde bulunan Tuz Gölü sulak alanı da kuruma ve küçülme tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Gelecek nesillerimiz için yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, Dünya Sulak Alanlar Günü gibi anlamlı günleri bir başlangıç kabul ederek sulak alanlarımızın ve tüm doğal kaynaklarımızın korunması için çalışmalar başlatabiliriz. Sulak alanlarımızı ve doğal kaynaklarımızı planlı bir şekilde kullanarak sürdürülebilirliğini sağlabilirz. Bu duygu ve düşüncelerle, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma gayretiyle, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nü kutlar, yeni ve güzel başlangıçlara vesile olmasını dileriz. Halkımıza ve kamuoyuna önemle duyurulur.