Hep Yağ Yakarsan İyisin

Eskiler ‘Marifet iltifata tabidir!..’ derlerdi.
Bizim görevimiz sanki sadece iltifat etmek.
Vali dediki..
Milletvekili dediki
Belediye başkanı dediki…
İl Başkanı dediki…
Bir çuval harnup yiyerek on gram şeker almak gibi bir şey.
Makam, mevki sahipleri çuvalla laf edecekler biz içerisinden can alıcı veya müjde verici bir laf bulup ‘dediki!…’ diyeceğiz.
Resim güzel olsun.
Asık surat veya bitik görüntü veren bir resim ise teşekkür şöyle dursun hem sitem yersiniz.
Bilhassa; siyaset kurumu içerisindeki çürük olanları ayıklamaya kalkarsanız ‘senmisin onu söyleyen?’
Adam kuş misali bir gram defi hacat yapar, ‘Bir batman şey etti…’ derseniz sizden iyisi yok.
‘Al ettiğini kendi yüzüne sür..’ diye ara sıra beğenmediğimizi söyler isek, karşımıza düşman cephe oluşturuyoruz.
Doğruya doğru; yanlışa yanlış demek bizim de hakkımız…
Hep biz POHPOHLAMAK zorunda değiliz.
Birazda onlar iltifat etsin.

SİYASETTE KÜSMEK MODA OLDU
İltifat dedim de aklıma geldi.
Bazen eski siyasetçilerle olan münasebetimizi konuşur iken bu günle mukayese ediyoruz ve yan yana koymak bile mümkün değil.
İlk Valimiz rahmetli Rıdvan Yenişen hakkımda on bir dava açtı ama; ne kendisinin nede özel kalemin husumetini görmedik.
Eskileri tek tek gözden geçiriyorum.
Rahmetli Emin Gürün sadece sitem ederdi.
‘Lan emmi oğlu yine rezil etmişin…’ der kırgınlığı çok kısa sürerdi.
Memiş Akın ve Ahmet Er hiç küsmediler.
Osman Ertuğrul zamanında gazeteciliğe ara vermiştim, bu konuda yorum yapmıyacağım.
Nevzat Palta ile başlayan yeni dönemde ELEŞTİRİ denilen kelimeyi hep beraber UNUTTUK…
Bu günde değişen bir şey yok.
Yalnız ikdidar partisinin değil, muhalefetin bile dili pabuç gibi.
Bir laf yaz, kırk laf işitirsin.
Siyasi görüş olarak ters idik ama; sayın Memiş Akın her kanuni isteğime ‘Evet’ dedi ve hiç küsmedi.
Eskiden komşunun tavuğu bizim ıspanağa yayıldı…’ diye insanlar küserlerdi.
Bugün ‘Bizim tuvalete tükürdü’ diye küsüyorlar.