SON DAKİKA
Ana Sayfa » Köşe Yazarları » ASTIM, BRONŞİT, KOAH ve Himalaya Kristal Tuzu

ASTIM, BRONŞİT, KOAH ve Himalaya Kristal Tuzu

Tarık Özdolap

Tarık Özdolap

tüm yazıları
A - +

Köşe Yazarları - 13.03.2015 - 23:35

Merhabalar,

Bu yazımızda birbirine benzer çözümleri olan bir kaç hastalığı bir arada inceleyeceğiz. Bronşit, astım, koah. Bu hastalıklarda kristal tuzun tedavide çok etkili olduğunu görüyoruz. İsterseniz öncelikle bu hastalıklar hakkında kısa bilgiler vererek tanımaya çalışalım.
Bronşit dediğimiz hastalık, akciğer hava yolu enfeksiyonu olup, soğuk algınlığının ilerlemiş halidir diyebiliriz. Soğuk algınlığı belirtileriyle başlayıp öksürük, nefes almada zorluk ve bazen yüksek ateşle kendisini gösterir. Büyük bronşların, yani soluk borusundan dallara ayrılarak akciğerlere yayılan hava borularını örten mukoza dokusunun bakteriler veya virüsler tarafından oluşturulan iltahaplanmasıdır. Akut bronşit veya kronik bronşit olarak ikiye ayrılır. Akut bronşit; soğuk algınlığının hemen ardından gelişir, bakteri ve virüslerin yol açtığı bir enfeksiyondur. Akut bronşit tedavi edilmezse kronik bronşite yol açar. Kronik Bronşit; yavaş yavaş başlar ve yavaş yavaş ilerler. Yıllar boyu süren ve sonunda ağır solunum yetmezliğine yol açan bir hastalıktır.
Sabah, öğlen akşam yemeklerden yarım saat önce uygulanan tuzlu su kürüyle birlikte tuzlu su buharı soluması günde birkaç kez yapıldığı takdirde, INHALER tuzlu nefes açıcının günde 15 dk kadar kullanılması ve eksi iyon yayan tuz lambasının yanında yatıldığı sürece birkaç ay gibi kısa bir süre hiç birşey kalmaz.
Astım ise , solunum yollarında mikrobik olmayan iltihaplanmalar ve tahribatlar-yaralanmalar nedeniyle nefes daralmasına denir. Akciğer hücreleri su kaybeder ve hücre suyunda asitleşme artmaya başlarsa,bronşların uçlarında bulunan, yüzeyleri kan damarı ağıyla kaplı olan Alveoler denen hava kesecikleri büzüşüp dalından koparılan, susuz bırakılan bir elma gibi buruşmaya başlar. Susuz kalan hücreler sonucunda Alveoler kesecikler ve solunum boruları gittikçe hassaslaşır. Bu sırada Histamin bronşçuklarda ve Alveoler keseciklerinin çeperlerinde daralmalar yaratarak fazla su kaybının önüne geçmeye çalışır. Bu durumda hassaslaşan savunma sistemi hücreleri akciğerlere ve Alveoler çeperlerine saldırır. Dışarıdan akciğerlere bakteri ve virüs girdiğini düşünen savunma sistemi hücreleri; Alveoler keseciklerine ve akciğerlere saldırarak yaralanmalarına ve iltihaplara sebep olur. Bu iltihaplanmalarda akciğerin ürettiği yapışkan sıvı, Alveolar baloncuklarını ve nefes borularını doldurur ve akciğer dokuları şişer. Havanın dolması gereken yere salgı dolmuştur ve Astım başlamıştır.

Düzenli olarak tuzlu su kürü uygulandığında, yatak odasında bir tuz lambasıyla uyumaya başlandığında, INHALER tuzlu nefes açıcının günde 15 dk kadar kullanıldığında, günde bir iki kez tuzlu su buharı nefeslendiğinde ve günde iki-iki buçuk litre temiz-canlı ALKALİ içme suyu tüketildiğinde birkaç ay sonra astımdan geriye eser kalmayacaktır.

Himalaya Tuz Lambaları ve mumlukları havadaki nemle birlikte elektromanyetik dalgaları, radyasyonu ve ağır yüklenmiş iyonları kendi üstüne çekerler. Emdikleri zararlı etkileri, dengeleyici etkisiyle nötralize edip, ortama faydalı iyonlar (Negatif İyon) yayarlar. Etrafımızı saran radyasyon kirliliğine kalkan görevi görürken, bir taraftan da, iç mekanlardaki hava kalitesini arttırır. Doğal bir negatif iyon jeneratörü olan bu lambalar gerçek anlamda “Havanın Vitamini”dirler.Bu özelliğinden dolayı Dünyada birçok ülkede tuz mağaraları, alerjik hastalıkların, astım ve solunum rahatsızlıklarının tedavisi için kullanılmakta ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir

Tuz, özellikle astım anfizem ve kistik fibröz vakalarında akciğerleri mukoz salgıdan ve yapışkan balgamdan korur.

Tuzlu su astımı yenmeye nasıl yardımcı olur? diye toparlayacak olursak.
Akciğerler ve bronşlarımızın sonlarında ‘’alveolar’’ denilen küçücük baloncuklar vardır. Bu baloncukların üstleri kırmızı kan damarlarıyla kaplıdır. Nefes alıp verirken bu baloncuklara oksijen girer karbondioksit dışarı çıkar. Oksijenler bu kan damarlarındaki kırmızı kan hücreleri vasıtasıyla vücudumuzun her tarafına taşınır. Vücudumuz uzun süreli susuzluk yaşıyorsa ‘’alveolar’’ denilen baloncuklar yavaş yavaş büzüşüp küçülürler. Bu büzülüp küçülmeler oksijen ve karbondioksit alış-verişini engellemeye başlar. Kurumaya başlayan bronşlar, yabancı maddelere (toz,polen,virüs vs….) karşı hassaslaşır ve sıvı bir salgı üretirler. Gereksiz yere salgılanan bu salgılar baloncukları doldurarak nefes alıp vermemizi zorlaştırırlar. İşte astım rahatsızlığı bu şekilde oluşur. Tuzlu su çözeltisi ( Sole ) hücrelere ulaşabildiğinden ve gerekli mineralleri içerdiğinden astımın yenilmesine yardımcı olacaktır. Bunun yanında ağzı geniş bir tencereye bir buçuk-iki litre temiz içme suyu ve yarım litre tuzlu su (sole) ilave edip iyice ısıtıp buharlaştırarak tencerenin çevresini kapatacak bir havluyu başımızın üstüne atıp bu tuzlu buhar suyunu içimize çekmekte astımdan kurtulmaya yardımcı olacaktır. Eğer uygulanmak istenirse ağızdan ve burundan bu tuzlu su buharını nefeslemeli ve günde en az bir defa 15–20 dakika bu buharını solumalıyız. (Soluma yaparken tencerenin altı hafifçe yanmalıdır.)

Tuz ocakları, mağaraları insanların iyileşmelerinde çok etkili olmaktadır. Buralara çeşitli alerjileri, astımları olan hastalar iyileşmeye gönderiliyor. Böyle bir tuz madeninde tuzların iyonal etkilerinden dolayı tertemiz bir hava mevcut olup, havada hiçbir toz zerreciği bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra şifayı gerçekleştiren başka etkenler de mevcut. Buralara yılda binlerce hasta gelmekte ve %97’si iyileşip çıkmaktalar. Bu kadar derinlerde yerin altında milyonlarca tonluk tuzun altında muazzam jeomanyetik frekans desenleri yayınlanıyor. Bunlar da hastaların bedenleri üzerinde rezonans yaparak etki yapıyor. Örn. ciğerlerinde rahatsızlığı olan bir hastanın 2,5 saat sonra ciğer değerleri tamamen normale dönmüş ve 2 saat boyunca da bu şekilde kalmıştır. Bu hastalıklı ciğerin frekansı rahatsızlığından dolayı 58 olmuş ve aslında 40 olmalıdır. Böyle bir durumda bu hasta günlerce bu madende kaldığında eninde sonunda maddesi de enerjisine uyum sağlayarak değişecektir ve iyileşecektir. Herşey sadece zamana bağlıdır. Fakat herkesin böyle bir madene gitme imkanı olmadığından bu uygulamanın evde ‘sole’ ile gerçekleşmesi sağlanabilir.

Tuzun faydalı özelliklerinden ötürü, tuz pozitif tıp biliminin ilaçlarından biri olarak bilinir.

Tuz odaların iyileştirici etkisi akla soru işaretleri de getirmekteydi. Neden tuz odaları bu kadar iyi yapıyordu hastaları? Tuz odalarındaki havanın çok sağlıklı olduğundan mıydı? O halde normal soluduğumuz hava sağlıksız mıydı? Bir sebep belirlendi. Evlerimiz elektromanyetik aletlerle çevriliydi, TV, bilgisayar, mikrodalga fırınları, mutfak eşyaları vs. Evde olmadığımız anlarda ise cep telefonlarımız yürürken veya araç kullanırken sürekli kulağımızdaydı. Bu elektromanyetik kirlilik pozitif yüklü iyonlarda bir aşırılığa neden olur ve bu da pozitif ve negatif yüklü iyonların dengesini bozar. Dahası, aşırı pozitif yüklü iyonların oluşması, havada kontrol edilemeyen taneciklerin yayılmasına yol açar.
KOAH ise “Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı” isminin baş harflerinden oluşan kısaltılmış bir hastalık ismidir. KOAH yaklaşık olarak 20 yıl günde bir paket sigara içme sonrasında ortaya çıkar. Eğer günde bir paketten daha fazla sayıda sigara içiliyorsa bu zaman daha da kısalır. Hastalık genellikle 40 yaşından sonra belirti vermeye başlar. KOAH teşhisi alan kişilerin büyük çoğunluğu halen sigara içen veya çok uzun süre sigara içmiş ve bırakmış kişilerdir. Hastalık sinsi ilerlediği için ve sigara bağımlıları öksürük, balgam çıkarma gibi şikayetleri önemsemedikleri için KOAH teşhisi konduğu zaman hastalar akciğer kapasitelerinin önemli bir kısmını kaybetmiş olmaktadırlar
Akciğer hava yolları akciğerlere hava taşır. Akciğer hava yolları bir ağacın dalları gibi uca doğru gittikçe küçülür. Herbir ince dalın sonunda çok sayıda hava kesecikleri denen Alveoler baloncuklar bulunmaktadır. Eğer akciğerlerin su ve tuz dengesi yerindeyse, bütün hava yolları açık ve temizdir.
Her bir hava baloncuğu havayla dolar daha sonra hava dışarı çıkar. Yani oksijen girer, karbondioksit çıkar. (Temiz hava girer-kirli hava çıkar)

KOAH hastalığında tuzlu su kürü uygulamasının yanında, mutlaka evimizde tuz lambası bulundurmalıyız. KOAH tedavisinde en etkili araçlardan birisi ise inhaler tuzlu nefes açıcıdır. Günde farklı farklı zamanlarda toplam 15 dk inhaler ile nefes çekmek KOAH hastasını çok rahatlatacaktır.

Inhaler içinde tuz bulunan, ağızlığından nefes çektiğimizde tuzun içinden geçerek gelen havayı soluduğumuz porselen bir aparattır.

TUZOXY Inhaler Nefes Açıcı’nın kullanıldığı bazı alanları sıralayacak olursak.

* ASTIM ATAKLARI
* AKUT SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI;
* AMFİZEM
Akciğer dokusunun hastalığı. Alveol denen hava petekçiklerinin zedelenmesi sonucu bu akciğer gözeneklerinin keseler hâline dönüşmesi biçiminde görülür. Esneklik kaybolduğundan nefes verme
durumunda hava, keseciklerden tam olarak dışarı atılamaz. Aşırı hava ile dolan akciğerler şişer ve fıçı göğüs denilen biçimi alır. Zamanla nefes darlığı başlar. Akut amfizem geçicidir. Kronik amfizemdeyse bronşit, sık görülen yakınmalardandır. Şiddetli öksürük ve güçlükle balgam çıkarma, hastalığın belirtilerini oluşturur. Keseciklerin yırtılmasından doğan akciğer amfizemi, yerleşmiş ve etkili bir tedavisi olmayan bir hastalıktır. Erken teşhis edildiğinde hastanın sigaradan ve tozlu yerlerden uzak durması, 1.500 m.’den yüksek yerlerde
oturmaması önerilir.

* KOAH
* BURUN TIKANIKLIĞI
* KRONİK BRONŞİTPNÖMONİ (zatürre)
Zatürre akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Akciğer dokusuyla ilgili iltihaplanmada mikroplar akciğere solunum yoluyla girerler. Solunum yoluyla giren mikroplar çocuğun bağışıklık sistemine, yaşına, o anki direncine ya da altta yatan herhangi bir hastalığı olup olmamasına bağlı olarak akciğerlerde hafiften ağıra kadar enfeksiyon ortaya çıkarırlar.

* BRONŞEKTAZİ
Bronşektazi, 2 mm’den geniş çaplı bronşların duvar harabiyeti nedeniyle kalıcı genişlemesi olarak tanımlanmaktadır.
* ÖKSÜRÜK
* BOĞAZ HIRILTISI
* HORLAMA
* SOĞUK ALGINLIĞI
* GRİP
* SİNÜZİT
* TONSİLİT-Bademcik iltihabı
Tedavi için gerçek kristal kullanmak etkiyi arttıracaktır ve tedavi süreci kısalacaktır.

Hepinize sağlıklı bir yeni yıl dileriz.

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere tadınız tuzunuz eksik olmasın.

Tarık Özdolap

BirlikHaber Güncel Haber Akışı

Aksaray'ın Altın Markaları

Birlik Haber Gazetesi öne çıkan Aksaray firmalarını ağırlıyor.

marka
marka
marka
marka
marka
marka
marka
E-Postabirlikhaber@hotmail.com
SON DAKİKA

Yasal Uyarı : Kaynak gösterilerek dahi abone olmadan kısmen veya tamamen kullanılamaz... Birlik Haber Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır - 2021